26 Aralık 2010 Pazar

mutlu yıllar!

dün akşam değişik bir akşamdı...yokuş aşağı istemsiz koştuğum, gözyaşlarından hız aldığım can sıkıcı hareketlerim olan..
bazen böyle deşarj olmalı insan belki ama artık büyüdüğümü düşündükçe ayıp tü kaka gibi geliyor..sonunda düzgün davranamıycaksan içmeyeceksin kardeşim. birikenler bir bir döküldü işte arjantinden tunalıya.

Yeni bir yıl daha geliyor.. 2010 un son sıkıcı pazar akşamını yaşıyoruz. Eskiden duyduğumuz heyecanla şimdinin vurdumduymazlığını karşılaştırmak istemiyorum fazla. Konsept olarak değişiyor tabi ki yapılanlar ve bekleme amacımız.

Dedemin masa örtüsü ile noel baba kılığında elinde kocaman bir file içinde hediyelerle girdiği salondaki kahkaha kalabalığından zamanla dışarlarmış, evmiş, pazar yeriymiş konseptlerine döndük..Bu sene de sakin geçer herhalde ama hala hediye geleneğini azıcık da olsa bir hareket değişiklik ve mutluluk için korumayı isteyenlerdenim.

Seneler geçiyor da hızlıca ben şahsen elimle tutamıyorum zamanı..

Daha yeni karıştırmaya başlayabildiğim bir Tuğbacım hediyesi can yücel kitabından sonra geldi mesela bunlar aklıma.

Bu günler veya geçtiğimiz günler için yeşilmiştik ya, ilerde hatırlamak için..

bir çift yaprakmış dalında yumuşacık,
tutmuşum, tutmuşum ellerinden senin;
düşmüşüz yavaşça, bir sakin derenin
içindeymişik, yeşilmişik, sazmışık..

muhtemelen yazamam 2011 e kadar...

okuyan herkeslere selam olsun, yeni, musmutlu yıllar olsun...Sevdiklerimizle, bu günün değerini bilerek, anımsayarak, anımsayacak olmanın mutluluğuyla...

Ben biraz daha mutlu olmayı ve sabretmeyi öğreneyim mesela, çaba göstermeyi de..sonra sevdiklerim hep benle olsun, herkes sağlıklı olsun, sonra anlayış olsun, toplantılar, buluşmalar, seramik planları, güzel işler, bitmiş masterlar...