8 Eylül 2011 Perşembe

Huhu?

artık aylardan sonbahar...uzun zamandır tatile sokmuşum buraları. şimdi ise yarın için yazmam gereken bir rapor için bir cümle bile kuramayıp burada buluyorum kendimi.
neler neler değişti mesela...Dün yılbaşı imiş, bugün sonbahar gelmiş.
Bir sürü insan gelmiş geçmiş.
Geçen hafta bayram vesilesi ile durdum biraz. Dururken deniz gördüm, balık gördüm, rakı gördüm, dans edip sarhoşluk da gördüm. Sonra yeniden koşturmaca. Acaba bir sonraki yazımda yeniden yazı mı geçireceğim bilemedim.
Kafamda o kadar fazla yapılması gereken şey, aranması, sorulması gereken insan var ki...Bir insan neden devamlı düşünür de atraksiyona geçemez ben anlamıyordum lakin şimdi biraz çakmaya başladım.
Koşturmadan sonra durup oje süremiyorum tırnaklarıma. Ama oje hep aklımda ve ojenin rengi de. Böyle saçma bir şey işte.
Yazamıyorum evet.
Oje gibi bir şey işte...Aklımda neler var da yazamıyorum. Atraksiyona geçemiyorum. Suskun bir insanım ben hep öyle oldum. Bazen iyi oldu bazen kötü.
Daha az sustuğumu hissediyorum bazen de insan değişir mi acaba diyorum. İki sene sonra daha da mı az düşünüp daha fazla mı konuşacağım acaba bilemiyorum.
Biraz cadı olabilsem o zaman mesela. Ya da biraz daha benle alakalı bişiler düşünebilsem. Ya da en sevdiklerimi geçtim herhangi bir insanı daha az düşünebilsem...
Size de oluyor mu? Eskisinden daha az hayal kurar denir ya büyüdükçe insan...Hani gerçekleşmiyor nasılsa falan o hikaye...Umudunu tüketme cümlecikleri...Gittikçe daha az mı hikaye yazılır oraya buraya ya da kafaya bu durumda? Hayal kurmadan yazılamaz ki...
Bakın ben yarın sabaha hazır olması gereken yazımın bir cümlesini yazamadım hala.
Her şey fazla sıradan. Bir o kadar da karışık. Karışık oldu mu daha da zorlaşıyor. Sıradan oldu mu da dokunup değiştiremiyorsunuz, tozlanmasın diye yerinden oynatılmayan masa üstü biblocuklar gibi her halde...
Yeni çok insan tanıdım biliyor musunuz? Hiç biri Adliyedeki amcalar gibi değil belki...İnsanlar fazlalaştıkça idare etmeyi öğreniyor insan. Alışmayı ve ayıplamamayı.
Ben kimim ki ayıplayayım aslında değil mi? O zaman ayıplamadığıma göre ben de büyüyorum. Ama yaşımı çoğu zaman bir yaş küçük söylüyorum.
Benden değil de çevremden korkuyorum.ölümden en çok.
çok karışıyor her şey git gide..ya da daha çok basitleşiyor.
Hala bir cümle yazamadım.ders çalışmamak için cam silmek istemek gibi...
Bu kadar karıştırmamak lazım . İnsanları da bu kadar çoğaltmamak...Ebe sayısı çok olursa bebek kör olur demişler. Sevdim bunu.
Hoş geldim sanırım?