17 Ekim 2010 Pazar

bişiler bişiler

bugün pazar ya, beni güneşe çıkaramadılar, güneş çıkmış, yumuşak bir hava...ben içerdeyim.

evde makalelere gömülmek zorundayım...hayat birden ne kadar hızlandı anlatamam...
bu hız bir yandan iyi, bir yandan da benim gibi zaman takıntısı olan ve geçmişle yaşayan biri için biraz fazla...
hiç içinde olmak istemediğim bir mesleğin en göbeğindeyim artık...düşünmeden bir sürü sayılarla, paralarla boğuşup zamanın daha çok istediğim bir mevkiye konuşlanmasını bekliyorum..
Yurt dışı hayallerimi korumak istiyorum...

Bir yandan yakın arkadaşlarım teker teker evlerinin kadını oluyorlar..
O kadar çeşitli ilişkiler, hayaller, ağlamalar, mutluluklardan sonra, bu tür genç kızlık vesveselerine son verip o beyaz gelinlik içerisinde son adama evet deyip bizim aklı havada kız modundan çıkıveriyorlar..
Yalan söylemeyeyim, zorla bize de hayaller kurdurtturuyorlar, birden kendimi acaba ilk dans şarkımız ne olsa diye düşünürken buluyorum.

Garip duygular bunlar...Bir daha eskisi gibi olmayacak hissi..Eski zamanları daha çok düşünme...

O kadar büyümedik daha isyanı...
Bunun yanında benim gibi kuaför beceriksizi için "ne giyeceğim ki bu sefer?" düşünceleri arasında iyice zorlaşıyor durum...

Sonra ayrı bir sabaha uyanıp seviniliyor ama işte, uzaktakilerle düğün vesileleriyle görüşülüp, koklaşılıp, var oldukları için mutlu oluyor insan...

öyle işte...arada da olsa burayla bişiler paylaşmak güzel yahu...

Şimdi şikayet ettiğim ama bana bir sürü şey katan ve aslında benim bir hayatım olduğunu da anımsatan makalelerime dönüp daha güzel şeylerin olmasını hayal edeceğim için mutluyum...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder