19 Ocak 2010 Salı

eskiden yalnız olmayı severdim..şimdi kısa bir süre de olsa çok can sıkıyor.
dersaneye başladım, çıkışta yürüdüm eve kadar..yağmurla birlikte...öyle baktım sakaryaya..balıkçıları, o kalabalığı sevmiş olsam da...yok...bugün hiç giresim gelmedi..uzun zamandır bu kadar haşır neşir olmadım tabi kızılayımızla..alışcak olsam gerek..
imgeye girdim..
şiir kitaplarıyla dergilerin yerini değiştirmişler..öyle bi baktım...baştan sona dolaştım çıktım..uzun kalasım gelmedi orda da..
iki demet nergis aldım..
kafamda şirinler şapkam vardı.
yalnız yürümeyi, küçük şeyler alıp mutlu olmayı severdim, uzun süre sevdim.
şimdi neden katlanamıyorum? şımarıklıktan diceksiniz değil mi?
ben de öyle olduğunu umut ediyorum.
bütün gün bir kaç kez telefonla, bir kaç kez de esnafla, sınıftaki Hacettepeli kızla konuştum..
sonra da kendimle işte..
sustukça susasım geliyor.
akşam bu iki günü tekrar edeceğim..daha doğrusu başlayacağım, yarın da var..
hayırlı olsun.

1 yorum:

  1. Bazı zamanlar vardır hayatta; içimizden ne hareket etmek gelir, ne bakmak, ne de görmek.

    Unuturuz çünkü umudu, bilemeyiz yürümenin güzelliğini, bakmanın heyecanını ve görmenin önemini.

    İşte bu zamanlarda ihtiyacımız yok mu sevdiğimiz insanlara ? bir çift koltuk değneği, bakılacak bir resim ve numaralı kolormatik gözlük getirmelerine...

    YanıtlaSil