4 Şubat 2010 Perşembe

kar yeniden ilkmiş gibi sanki





evet yalan söyledim size ey hayali okurlarım..
kar yağmasını istemiyor olmuş olabilirim bu ilkbahar bloğunun daha önceki sayfalarında.

lakin şu an karelere bölünmüş ay ve günlere bakan duvar dibi masamın, ortaokul sorularına gömülmüş, renkli yastıkta oturmuş ve sıkılmış yüzüyüm.

ve bir az önce kafamı hafif sağa çevirdiğimde, içimi açsın diye pembe yaptığım duvarın hemen dip komşu penceresinde, renkli perdelerimin arkasında, inanılmaz yavaş ve az başlayan küçücük kar tanelerinin hızlanışına an be an tanık oldum..


ah şimdi ne kadar çoklaştılar...
henüz karanlık olmayan havaya inat, sarı sarı yanan yalnız sokak lambası önünde hızlanmaktalar.

hava aydınlık ya, o yüzden yavrular şu anda...gece olunca büyüyüp babalarına dönüşecekler ki o zaman işte karın o mutluluk kokan sıcak havası saracak sokağımızı.
renkli perdelerimi aydınlatan oda önü sokak lambamı..
geçen akşam öksürmüştü kendisi, yanıp yanıp sönmüştü ki atilla ilhan, akabinde rahmi gülbayrak hoca anılmıştı tarafımdan.
yorgun olmadığım bir zaman keşke zafer çarşısına uğrasam demiştim..

yeniden kar yağıyor işte..
bilmem ki neden ilk yağdığında böyle heyecanlandırmamıştı beni, yani dün, bu zamanlar...

yayılın yavrucuklarım etrafa, ısıtın ortalığı ki üşümesin işlerinden sıcacık evlerine gidenler..
annemle babam üşümesin, kardeşim üşümesin, sevgilim servisinden inip evine yürürken de üşümesin.
cedacım bursalarda üşümesin...
gülcemcim üşümeye iyice yatkınken bu aralar italyalarda üşümesin, üzülmesin.
(gurbetimdekiler üşümesin!)

boynumdaki kar tanesini ne garip bir zamanda anımsadım tekrar...ne çok duygulandırdınız beni birden yavrucuk kar tanelerii..birden ne çok özledim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder